Page 126 - Hitit Haber Bülteni sayı 17

Basic HTML Version

Artık bundan sonrasında Türkiye
Maarif Vakfı’nın destekleriyle,
yardımlarıyla, oluşumlarıyla bizde
ayakları daha çok yere basan,
devletimizin global politikası içinde
bize düşen görevi yerine getiren bir
üslupla Üniversitemizin bundan
sonraki, uluslararası ilişkilerini
şekillendirmeye gayret edeceğiz” dedi.
Rektörümüz Prof. Dr. Alkan,
konuşmasının sonunda Türkiye
Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Cem Zorlu’yu ilimizde ve
Üniversitemizde ağırlamaktan dolayı
duyduğu memnuniyeti dile getirerek
teşekkür etti.
Sözlerinin başında Türkiye Maarif
Vakfı’nın nasıl ortaya çıktığını ve
kurulduğunu anlatan Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cem Zorlu,
15 Temmuz darbe teşebbüsünün
ilk izinin 17-25 Aralık’ta mevcut
olduğunu ve vakfın kuruluş
hikâyesinin de bu tarihten itibaren
başladığını dile getirerek “17-25
Aralık operasyonları sonrasında
devletin organlarına, bürokratik
kesimlerine, ticaretine, eğitimine,
her alanına nüfuz etmiş bir terör
örgütünün varlığının çok net olarak
hissettikten sonra bunların yurt dışı
ayağı konusunda neler yapılabileceği
konusu gündeme geldi. Tanıtımı bile
hırsızlık üzerine kurulmuş, dünyada
alığı operasyonunu en iyi yapan bir
örgütten bahsediyoruz. Bunların
yerine yeni okullar açılsın denildiği
zaman ise ilk defa gündeme gelen
bir konu ile bu masaya yatırıldı. Özel
sektör hızıyla ve pratikliğiyle hareket
etsin diye bir vakıf kurulma fikri oraya
çıktı ve 15 Temmuz darbe öncesinde
Türkiye Maarif Vakfı kuruldu” dedi.
“Dünyadaki devletlerin tarihinde
çok nadir gerçekleştirilen bir darbe
teşebbüsü yaşadık biz. Enteresan
bir yapı ve bu örgüt yapılanmasıyla
Türkiye’nin geleceğinin 50 yılını
çalmıştır. Ama Cenâb-ı Hakk’ın bir
lütfu ilahisi olarak değerlendirmek
lazım. Hep deriz ya herkesin bir hesabı
var Allah’ın da bir hesabı var. Hesap
tutmadı ve darbe gerçekleşmedi. Eğer
darbe gerçekleşseydi Türkiye ne hala
gelirdi tasavvur bile edemiyorum”
diyen Prof. Dr. Cem Zorlu, vakfın;
terör örgütünün başının yaşadığı,
FEMDershaneleri Genel Merkezi
ve örgütün karargâhı olan mekanda
faaliyetlerine başladığını söyleyerek
tam simgesel bir mekan olduğunu
vurguladı. Bu yapının 1990’lı yıllarda
adeta devletle karşı karşıya geleceği
düşüncesiyle kendisine tedbir aldığını
ifade eden Prof. Dr. Zorlu, terörist
başının yaşadığı dairenin yaşadığı
dairenin kapılarının çelik, duvarlar ve
tavanlar arasında ise çelik plakların
olduğunu belirterek bu ekibin,
bu terörist başının niyetinin 90’lı
yıllardan itibaren bozuk olduğunun
altını çizdi.
[
HiTiT HABER
|
Ocak - Temmuz 2017
]
124