eden Sunel, diplomatların sık sık bir
ülkeden başka bir ülkeye göçtüklerini,
hayatlarının kuş misali olduğunu
kendi hayatından anılarla paylaştı.
"Bir ülkeye, şehre aidiyet hissi
oluşmaya başlar başlamaz başka
bir ülkeye göçülür. Değişmeyen
tek şey ise ülkenize, ailenize olan
hasrettir" diyerek sözlerini devam
ettiren Sunel, "Hasret demek
melankoli demektir. Melankoli ise
kişiyi nostaljiye yönlendirir. Bunlar,
romantizmin doğmasına neden olan
iki etkendir." dedi. Sunel, romantizmin
insanları edebî eserler vermeye sevk
ettiğini, Fransız romantik akımının
kurucusu olan kişinin de bir diplomat
olduğunun altını çizerek diplomasi ve
edebiyat arasındaki ilişkinin kurumsal
bir iş ilişkisinin çok ötesinde olduğunu
belirtti.
Konuşmasının devamında diplomasi
ve edebiyat arasındaki ilişkinin
detaylarına değinmeye devam eden
Sunel, diplomatlığın, bir edebiyatçı
için gerekli zemini oluşturmaya
müsait bir meslek olduğunu, dünyada
mesleği hem diplomatlık hem de
yazarlık/şairlik olan yüzlerce kişi
bulunduğunu, hatta Nobel Edebiyat
Ödülü alan yazar veya şairlerden
yedisinin aynı zamanda başarılı
birer diplomat olduğunu hatırlattı.
Diplomasi mesleğinin yazar ve
şairlerin ruhlarında bıraktığı izlerden
örnekler verdi. Sunel, diplomatların
yazmış olduğu romanların bir bakıma
anıları belgeleyen eserler olduğu
hususunu da vurguladı.
Fırat Sunel, konuşmasının devamında
Dışişleri Bakanlığının yapılanmasıyla
ilgili çeşitli bilgileri paylaştı.
Ardından, Türk diplomatların genelde
meslekleriyle ilgili tecrübelerini
aktardıklarını, ancak her şeyin resmî
belgelerde yer alamayacağını, bazı
duygu ve düşüncelerin edebî eserlere
yansıtılması gerektiğini söyledi.
Sunel, bu yönüyle, diplomasi temalı
romanların raporvari yazılardan
çok farklı olduğunun altını çizdi
ve romanda "Okurları uçurmak
zorundasınız" dedi. Roman yazınca,
işin içine kurgunun girdiğini, bu
noktada romanla resmî raporların
ayrıştığını, ayrıca diplomatik dil ve
üslupla edebiyat dilinin ve üslubunun
farklılaşması gerektiğini belirtti.
Konuşmasının sonlarına doğru
Salkım Söğütlerin Gölgesinde ve
İzmirli adını taşıyan romanlarının
yazılış hikâyelerine de değinen Sunel,
her sabah 5 ile 8 saatleri arasının,
kendisinin "roman yazım saatleri"
olduğunu ifade etti. Her iki romanına
da çok güzel eleştiriler aldığını ve
bundan duyduğu mutluluğu dile
getiren Sunel, şu sıralarda yeni bir
roman yazdığını, bu romanının
önümüzdeki aylarda raflardaki
yerini alacağını belirtip bundan
sonra yazacağı romanlarda da yine
görev yaptığı ülkeleri anlatmaya
devam edeceğini ekleyerek sözlerini
tamamladı.
Konferans, Sunel'in izleyicilerden
gelen soruları yanıtlaması ve
kitaplarını imzalamasıyla sona erdi.
[
HiTiT HABER
|
Ocak - Temmuz 2017
]
128