Page 135 - Hitit Haber B

Basic HTML Version

[
HiTiT HABER
|Temmuz - Aralık 2016
]
133
vermiş olduğu refleks olarak okumak
gerekiyor” yorumunda bulundu. Arap
Baharı’nın siyasi türbülansı hızlandıran
bir süreç olduğunu söyleyip 2011’den
sonra Türkiye’nin yanı başında olan
jeopolitik kırılmalara değinerek Arap
Baharı’nı aslında bir “Arap Halk
Hareketi” ya da “sünni kabarma” olarak
nitelendiren Doç. Dr. Şahin, iktidarın
siyasal alanda güçlendiği takdirde
iktidarda uzun kalabildiğini belirtti.
“Sünni kabarma”dan Türkiye
dışında olmak üzere Müslüman
azınlıklar, ideolojik azınlıklar, İsrail,
Orta Doğu’daki krallık ve emirlikler,
ABD olmak üzere küresel güçlerin
rahatsızlık duyduğunu ifade eden Doç.
Dr. Mehmet Şahin, artık neredeyse
günlük olarak Orta Doğu’da ittifakların
değiştiğine, bu coğrafyada siyaset
yaparken devletlerin kişiliklerini/
yakınlıklarını/amaçlarını iyi tayin etmek
gerektiğini sözlerine ekledi.
Orta Doğu’nun temel sorunun
meşruiyet (yasallık) sorunu olduğunu
da belirten Doç. Dr. Mehmet Şahin,
halk desteği alan ya da almayan
devletlerin uyguladıkları siyasete
ilişkin değerlendirmelerde bulundu
ve devam şöyle etti: “Jeopolitik kırılma
hâlen devam ediyor. Sünni kabarma
denen süreci iki şekilde patlattılar. İlki
modeli ortadan kaldırmak, diğeri ise
uyanan halk kitlelerini terörize etmekti.
Bunu da IŞİD’le yaptılar. IŞİD, bir
konsorsiyumdur. Renk, dil, ülke, millet
farklı olsa da kodları, davranışları aynı.
Sadece farklı olan yönleri, kasaları”
“Orta Doğu, şu anda Orta Çağı
yaşıyor, aynı Avrupa’daki eski feodal
düzeni andırıyor, bölünüyor ve
ufalıyor” paylaşımında bulunarak
bir devletin çökmesiyle devlet dışı
aktörlerin terörist kimliğiyle ortaya
çıktığını söyleyen Doç. Dr. Şahin,
Türkiye’nin dış politikada en büyük
sorununun ABD ve Avrupa Birliği
olduğunu iddia ederek Türkiye’nin
sözde müttefiki olan ABD’nin amacının
PYD/YPG/PKK sorunuyla bir Kürt
devleti değil, PKK devleti kurulmasını
desteklediği görüşlerine yer verdi.
Doç. Dr. Mehmet Şahin son olarak,
PKK/PYD/YPG’lilerin bir seküler yuvası
oluşturmak amacındaymışçasına bir algı
yaratmalarının ardındaki hain amaçlara
karşı Türk Milleti olarak algılarımızın
açık olmasının yanında Türkiye’nin bu
planları engellemesi, bozması ve reel
politik ağırlıklı bir politika geliştirmemiz
gerektiğini ve her alanda kapasitesini
arttırmak zorunda olduğunun altını
çizerek konuşmasını tamamladı.