[
HiTiT HABER
|Temmuz - Aralık 2016
]
156
endüstri 4.0’ın amacına, etkileri
ve pozitif yönlerine, karşılaşılan/
karşılaşılabilecek zorluklara, Türkiye’deki
duruma, üniversitelerden beklentilere
ve 4.0’ın tamamlanmasıyla insanoğlunun
karşılaşabileceği yıkıcı devrime ilişkin
açıklamalarda bulundu.
“Endüstri 4.0”ın, 4. Endüstri
Devrimi ya da 4. Sanayi Devrimi olarak
tanımlandığı, ilk olarak 2011 yılında
Almanya tarafından kullanıldığı bilgisini
veren Hakan Mavruk, patentli bir kavram
olduğu için kendilerinin “Digital Atılım”
olarak tanımladıklarını ifade ederek
tarih boyunca endüstri devrimlerinin
yaşanan fiziksel bir değişimi beraberinde
getirdiğini belirtti. Endüstri Devrimi
1.0’ın buhar gücüyle, 2.0’ın elektrikle,
3.0’ın bilgisayarlaşma, otomatikleşme ve
otomasyonla geldiğine değinerek Endüstri
4.0’ın ise fiziksel anlamda değil, yapay bir
zekayla var olacağını söyledi.
Bu süreci ‘devrim sürecinde
evrimleşme süreci’ olarak gördüğünü
belirterek “Varolanın evrimleşmiş
bu konuda her zaman yanımızda oldu.
Üniversite olarak TSO ile bir sinerji
içinde çalışıyor ve bu çalışmalarımıza
devam ediyoruz. Aynı zamanda bizler bu
sinerjinin üretim olarak da dönmesini
istiyoruz. Yaptığımız her çalışmada
dünyayı takip etmeye çalışıyoruz. Bundan
20 yıl sonrayı hesaplayarak yeni bölümler
açmalı ve öğrencilerimizi de geleceğe
göre yetiştirmeliyiz. Bizim Endüstri 4.0
düşünülerek açtığımız bölüm Mekatronik
Mühendisliği bölümüdür. Artık
üniversitelerin Endüstri 4.0’ı gündemine
alması gerekiyor. Dünya hızla gelişiyor
ve bu yarışta hızlı giden, yavaş gideni
geçiyor. Bu konuda bizler de hep birlikte
bu türden çalışmalar yapmak istiyoruz”
diyerek konuşmasını bitirdi.
Açılış konuşmalarının ardından Hakan
Mavruk konferansına kısa bir video
gösterimiyle başladı.
Mavruk konuşmasında, konferansın
konusunu oluşturan “2023 Vizyonunda
Endüstri 4.0”ın terim anlamına,
endüstriyel devrimlerin tarihçesine,
halidir bu süreç. Yapay zekayı hayata
geçirdiğimizde tam olarak bu sürece
girmiş olacağız. İnsan beyninin saklama
kapasitesine eşdeğer belleklere 2020
yılında, işlem yapabilme kapasitesine
eşdeğer teknolojiye ise 2025 yılında
ulaşılmasının beklendiğini ifade eden
Mavruk “Devrimin yaklaştığını ayak
izlerinden görüyoruz. Bir devir kapanıyor,
yeni bir devir açılıyor. Nihâi nokta ise
yapay zeka olacaktır” diye konuştu.
Bu devrimi varlık-yokluk savaşı olarak
değerlendirerek hızlı olmanın da artık
tek başına yeterli olmadığını, pazara
çıkmadan ve kopyalanmaya izin vermeden
üretim sürecinde çok hızlı olunmasının ve
kompleks ürünler üretilmesinin önemine
vurgu yapan Mavruk, esnek üretimde
farklılaşma, verimlilik, siber-fiziksel
sistemler, yatay-dikey birleşme, “her şeyin
interneti” (internet of things) kavramı,
autonomous robotlar, arttırılmış gerçeklik
(augmented reality), veri güvenliği gibi
başlıklara değindi.
Türkiye’de 2014 yılında ele alınan