Page 131 - Hitit Haber B

Basic HTML Version

[
HiTiT HABER
|Temmuz - Aralık 2016
]
129
çok daha ötesine geçtiğini ifade etti.
Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Reha
Metin Alkan'ın "kent ve üniversite
bütünleşmesi" ilkesini de hatırlatan
Doç. Dr. Demiryürek, bugün,
Üniversitenin kentin tüm bileşenleriyle
iç içe olduğunun altını çizdi. Doç.
Dr. Demiryürek'in ardından sözlerine
başlayan Prof. Dr. Güler ise, bu anlamlı
günde Fakültemizin böyle bir etkinlik
düzenlemesinin haklı gururunu
yaşadıklarını belirtti ve "eğitimin
insanda istemli davranış değişikliği
meydana getirdiği" olgusundan
hareketle, davranış değişikliklerinin,
özellikle dürüstlüğümüz, ilkelerimiz
ve vatanseverliğimiz üzerinde etkili
olduğunu vurguladı. Bu yolda olmaktan
vazgeçmeyeceklerini de belirten Prof.
Dr. Güler, tüm eğitim camiasının
öğretmenler gününü kutlayarak sözlerini
sonlandırdı.
Açış konuşmalarının ardından,
etkileyici bir müzik ve fotoğraflar
eşliğinde Çorum'un geçmişteki
eğitim hayatını yansıtan bir sunum
izleyicilerle paylaşıldı. Sunumun
hemen ardından konuşmalara geçildi.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen
Çorum Belediyesi Başkan Yardımcısı
Turhan Candan, sözlerine, bu panelin,
Çorum'un eğitim-öğretim hayatında
derin izler bırakmış öğretmenleri bir
araya getirdiğini, bu yönüyle son derece
önemli olduğunu ifade ederek başladı
ve ardından öğretmenler gününün
öneminden bahsederek, Ceyhun Atıf
Kansu'nun "Dünyanın Bütün Çiçekleri"
başlıklı şiirini okudu. Candan, şiirin
ardından sözü Ethem Erkoç'a bıraktı.
Panelin ilk konuşmacısı Eğitimci-
Yazar Ethem Erkoç, Çorum'da dünden
bugüne din eğitimi konusunu ele
aldı. İlk din eğitiminin okul sistemiyle
değil, camilerde ders halkaları
oluşturulması suretiyle verildiğini
aktaran Erkoç, Evliya Çelebi'ye
göndermede bulunarak, XVII. yüzyılda
Çorum'da yedi medrese, on bir sübyan
okulu ve üç tekke bulunduğunu,
tekkelerin ise halk eğitimi açısından
hayli önemli olduğunu aktardı. Bu
öğretim kurumlarının işlevlerine
dikkat çeken Erkoç, medreselerde
ders sisteminin mevcut olduğunu,
bunun bir silsile halinde devam
ettiğini ve bunların yatılı okullar
niteliği taşıdığını belirtti. Konuşmasına,
başka kaynakları da göz önünde
bulundurmak suretiyle Çorum'daki
dini eğitimin tarihini aktararak devam
eden Erkoç, medreselerdeki başarılı
hocalardan ve onların hayatlarından
bahsetti. Çorum'da, 1953 yılında İmam
Hatip Okulunun "bir müdür bir
mühür" esasına göre çok zor şartlar
altında açıldığına da değinen Erkoç,
buradaki eğitim-öğretim faaliyetlerinin
farklı seviyelerdeki okullardan gelen
öğretmenler, hatta farklı meslek
grubundan gelen kişiler vasıtasıyla
sürdürüldüğünün altını çizdi. Erkoç
ayrıca, selamlaşma adabı ve şapka
giyme zorunluluğu gibi hususlara
değindi, günümüzde bu tür konulara
özen gösterilmediğinden dem vurdu.
Konuşmasını, anılarını dinleyicilere
aktararak ve bir öğretmenin sahip olması
gereken özelliklerden bahsederek
tamamlayan Erkoç'un ardından,
Eğitimci-Sanatçı Hasan Tuluk ikinci
konuşmacı olarak sözlerine başladı.
Panelin ikinci konuşmacısı Tuluk,
konuşmasında okul seçiminde ailenin
önemi, şehrin imkânları ve toplumun
sanata bakışı gibi hususlara değindi.
Ailenin sosyal yapısının, aile bağlarının,
akrabalarla ve komşularla olan ilişkilerin
okul seçiminde hayli önemli olduğunu
belirten Tuluk, 70'li yıllardan önce
Çorum'un doğal güzelliklerinin
olmasına rağmen, şehirde pek çok
ailenin yokluk içinde gecekondularda
yaşadığını, insanların günübirlik
işlerle geçimini sağladığını hatırlattı.